Yiyecekler mi sizi, siz mi yiyecekleri kontrol ediyorsunuz?
Yemek yemeğe ya da bir şeyler atıştırmaya başladığınızda gerçekten aç mısınız yoksa yaşadığınız stres, üzüntü, endişe gibi duygularınız mı buna neden oluyor?
Unutmayın… Yemek, duygularınızla boğuştuğunuz denizinizde sadece kısa bir süreliğine cankurtaranınız olabilir. Sağlığınızı hiçe sayıp kendinizi rahatlatmak adına tek çare olarak gördüğünüz yiyecekler size sadece geçici bir çözüm üretebilir.
Son yıllarda yapılan çalışmalar, size kendinizi iyi hissettiren çikolata, pasta, cips gibi yağ ve şeker içeriği yüksek yiyeceklerin tüketildikten hemen sonra sadece üç dakikalık bir etkisi olduğunu göstermektedir. Sizce üç dakika için bunu kendinize yapmaya değer mi?
Peki, bununla başa çıkabilmenin yolları neler? İlk yol olarak yemek yemeğe ne zaman yöneldiğinizi tespit etmekle başlayın. Yemeğe başlamadan önce bir saniyeliğine durup kendinize ‘’Ben şu anda ne hissediyorum? Diye bir sorun. Eğer kendinize dürüst davranıp sıklıkla ‘’Sıkıntıdan’’, ‘’ kendimi iyi hissetmediğim için’’, ‘’rahatlamak için’’ gibi cevaplar veriyorsanız bunun için asla kendinizi suçlamamalısınız. Çünkü artık kendinizle iletişime geçmiş ve duygularınızın farkındasınız demektir. Bu da değişim ve dönüşüm için hazır olduğunuz anlamına gelir.
Maalesef günümüzde uzun iş saatleri, yoğun çalışma temposu, bilgisayar başında veya telefonda fazla zaman harcama gibi sosyalleşmemizi ve kendimize zaman ayırmamızı engelleyen birçok durumla karşılaşıyoruz. Kendinizi tanıyarak, kazandığınız farkındalıkla düşünce yapınızda yapacağınız değişimler, duygusal açlığınıza kalıcı çözümler getirecektir. En önemlisi de kendinizi sevdiğiniz ve istediğiniz sürece sağlığınız için ideal olan kilonuza ulaşabileceğinizi bilmeniz. Ancak amacınız asla kilo vermek olmamalıdır. Çünkü zaten kilo vermek istiyorum diye başladığınız her zayıflama diyetinde kısa süreli başarı yakalasanız dahi eski halinize geri döndünüz. Beynin alışagelmiş öğretilerini değiştirmeden kalıcı sonuca ulaşmak neredeyse imkânsız.
İdeal kilonuza ulaşmak için en önemli adım ise sağlıklı beslenme alışkanlığınızı geliştirmek. Bunu yaparken de en önemlisi kendimiz için hangi besinin uygun olduğunu öğrenmek ve ona göre beslenme davranışımızı geliştirmek. Son yıllarda yapılan çalışmalarda diyetin kişiye özel geliştirilmesinin altında yatan kilo, yaş, cinsiyet, kan değerleri, yaşam şekli, gıda alerjisi, toksin seviyesi gibi nedenlerin dışında genlerimizin bile yapacağımız besin tercihlerinde etken olduğu kanıtlamaktadır. Bu nedenle diyet herkes için özel olmalıdır.