Çocukluk Obezitesinde Beslenme Tedavisi

Çocukluk Obezitesinde Beslenme Tedavisi

Obezite, son 20-30 yılda, erişkinlerde olduğu gibi, çocuklar ve ergenlerde de hızlı bir şekilde artmaktadır. Şişmanlığın sadece sayısının değil, derecesinin de artması, insan sağlığı açısından endişe vericidir. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü obeziteyi, en çok ihmal edilen bir halk sağlığı sorunu olarak tanımlamaktadır. 

Amerika Birleşik Devletleri başta, Avrupa ve gelişmiş ülkelerin sorunu olan obezitenin, gelişmemiş ülkelerde de hızla yayıldığı ve Asya Kıtası’nda 2013 yılı itibariyle, 5 yaş altında 11 milyon çocuğun obez olduğu bildirilmektedir. Obezitenin artışı açısından ülkemizde de durum farklı değildir. İlkokul 2.sınıf öğrencilerinde 2016 yılında ikincisi yapılan Türkiye Çocukluk Çağı Şişmanlık Araştırma’sında, obezite oranı:% 9.9, kilolu olma oranı: % 14.6 olarak bulunmuştur.   

Obezitenin, günümüzde birçok fizyolojik ve psikolojik sorunlara neden olduğu iyi bilinmektedir. 

Obez çocukların, fizyolojik olarak çoğunlukla erişkin dönemde görülen Tip 2 diyabet, hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları, karaciğer yağlanması, ortopedik sorunlar, uyku apnesi, solunum kapasitesinin azalması gibi sağlık sorunlarına daha şimdiden sahip oldukları gözlenmektedir.

Psikolojik olarak sınıf arkadaşlarının eğlence konusu oldukları, oyun arkadaşı olarak tercih edilmedikleri, yarışmalara katılamadıkları bu nedenle sosyal yaşamlarının olumsuz etkilendiği, öz güvenlerinin düşük olduğu ve özellikle obez kızlar arasında depresyonun yaygın olduğu bildirilmektedir. 

Tüm bu olumsuz sonuçlar dikkate alındığında, çocukluk obezitesinin tedavisinin önemi ortaya çıkmaktadır.

Tüm dünyada bulaşıcı hastalık şeklinde artan çocukluk obezitesinin beslenme tedavisinde başarılı olabilmek için:

-Anne-babaların, diğer aile bireylerinin ya da bakıcıların çocuğa sağlıklı beslenme alışkanlıklarını geliştirme konusunda yardımcı olmaları, ortam sağlamaları,

-Okul yöneticilerinin, öğretmenlerin çocuklarda sağlıklı beslenme alışkanlığının kazanılabilmesi için, gerekli çabayı göstermeleri ve her aşamada anne-babalarla işbirliği yapmaları,

-Sağlık profesyonellerinin bebeklik döneminde anne sütünü teşvik etmeleri, 2 yaşın üstünde Beden Kitle İndeksini dikkatli izlemeleri, sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite konusunda sadece çocuğu değil, tüm aileyi bilgilendirmeleri, eğitmeleri, aileleri çocuklarının özgüvenini koruma ve geliştirme konusunda cesaretlendirmeleri, tedavi amacı taşımaksızın anne-baba ve çocukla sürekli iletişim içinde olmaları,

-Televizyondaki sağlıksız besin reklamlarının sınırlandırılması, hatta yasaklanması,

-Yiyecek-içecek sektörünün sağlıklı besin üretme ve satma konusunda seferber olması,

-Tüm bu çabalarda yerel yönetimlerin, hükümetin, eğitim ve sağlık kuruluşlarının ortak hareket etmeleri, stratejiler geliştirmeleri ve uygulamaları gerekmektedir.