Coronadan Korunmak için Nasıl Beslenmeliyiz?

Coronadan Korunmak için Nasıl Beslenmeliyiz?

Korona henüz geçmiş değil… Bağışıklığımızı güçlü tutabilmek için de beslenmemiz büyük önem taşıyor. Bu nedenle kendimize iyi bakabilmek adına hala daha yememize içmemize dikkat etmemiz şart.

 WHO (Dünya Sağlık Örgütü) sitesinde koronadan korunmak için bir rehber yayınlayarak bu süreçte nelere dikkat edilmesi gerektiğine dair detaylı bilgiler paylaştı. Bunlardan biri de stresi azaltmak… Beslenme ve egzersiz önemli yine de koronadan korunmak için öncelikle stresimizi , mental sağlığımızı, ruhsal durumumuzu en iyi seviyede tutmakla başlamalıyız. Stresimizi azaltmak için de öncelikle yiyeceklere sarılmak yerine kilomuzu koruma, direncimizi arttırma çabası göstermeliyiz.  

 Eskisi gibi istediğimiz sosyalliği sağlayamamak, evde geçirilen uzun zamanlar stres yönetimini zorlaştırıyor olabilir. Bu durumda yeme konusunda kendimizi kontrol etmekte zorlanmamıza, sürekli bir şeyler yeme isteği duymamız yol açmış olabilir.

Bağışıklığımızı güçlendirmek için nasıl beslenmeliyiz?

Bağışıklığımızı güçlü tutmak istiyorsak Akdeniz Beslenme Modelini uygulamalıyız

Dünyada bilimsel çalışmalarca ispatlanmış sağlığımızı korumak ve iyileştirmek için geçerli en başta yer alan beslenme modeli… Akdeniz Beslenme Modeli. Bu beslenme şekli ile nezleden kansere kadar pek çok hastalığın önlendiği, hastalıkların seyrinin iyileştiği, süresinin kısaldığı bildirilmektedir.

Nedir bu Akdeniz Beslenme Modeli?

Beslenme ve sağlık arasındaki ilişkinin incelendiği çalışmalarda, İkinci dünya savaşından sonra uygulanan besin-tarım politikasının yanlış olduğu, besin fazlalığının özellikle de hayvansal besinlerin fazla tüketilmesinin, insan sağlığını tehdit ettiği farkedilmiştir. Çalışmaların en bilineni, Amerika Birleşik Devletleri, Finlandiya, Hollanda, Yugoslavya, Yunanistan, İtalya ve Japonya’da yapılan ve 16 Kohort çalışmanın ürünü olan “7 Ülke Çalışması”dır. Çalışmanın sonunda, dünya ülkeleri ile karşılaştırıldığında: Akdeniz bölgesinde beklenen yaşam süresinin en uzun,  koroner kalp hastalıkları, kanser ve beslenmeye bağlı diğer kronik hastalıkların en düşük olduğu, diğer bir deyişle Akdeniz Ülkelerinde yaşayan insanların daha uzun ve sağlıklı/kaliteli yaşadıkları belirlenmiştir

“Akdeniz Diyeti” ya da “Akdeniz Beslenme Modeli” olarak adlandırılan 7 Ülke Çalışması, 1993 yılında, Oldways Sağlık Vakfı, Harvard Tıp Okulu Halk Sağlığı Departmanı ve Dünya Sağlık Örgütü’nün Avrupa Ofisi tarafından Cambridge’te düzenlenen bir toplantı ile tüm dünyaya tanıtılmıştır. Toplantıda “Akdeniz Beslenme Alışkanlığının sağlık üzerine yararları” değerlendirilmiş ve en son araştırmalar kullanılarak, REHBER niteliği taşıyan bir PİRAMİT şeklinde modellenmiştir (Şekil 1).

Yaşam boyu sağlığı ilerletmek ya da iyileştirmek için altın standart olarak tanıtılan, Girit, Yunanistan ve Güney İtalya besinlerine ve mutfağına dayalı olan model, yıllarca bölge halkı tarafından uygulanmış, epidemiyolojik ve deneysel çalışmalarla sağlık üzerine yararları teyit edilmiştir. Bu modelin anahtarı, son 50 yıldır endüstrileşmiş ülkelerin modernize besinlerine direnç göstermesi ya da kafa tutmasıdır. 

Şekil 2’de görülen Akdeniz Piramidinde tüketilmesi gereken besinler, günlük haftalık ve aylık olarak ifade edilmiştir. Kırmızı et ve ürünlerine ayda birkaç kez yer verilirken, ekmek, pirinç, makarna, bulgur gibi tahıllar piramidin tabanını oluşturmuştur. Sebzeler, meyveler, kuru baklagiller ve süt ürünleri günlük beslenmenin önemli bir parçası olarak kabul edilmiştir. Balık ağırlıklı olmak üzere haftada bir kaç kez tavuk, yumurta ve tatlı tüketilmesi ve yemeklerin zeytinyağı ile hazırlanması önerilmiştir.

Piramitte Akdeniz Bölgesi’ndeki İslam Ülkeleri hariç diğer ülkelerde kadınlar için 1, erkekler için 2 kadeh olmak üzere orta derecede şarap tüketimine yer verilmiş ve bu miktardaki şarabın koroner kalp hastalığı riskini düşürdüğü belirtilmiştir. Günlük fiziksel aktivitenin genel sağlık üzerine etkisi de ayrıca vurgulanmıştır.

Akdeniz Beslenme Modeli, 15. yıldönümünde, 2008 yılında, Bilimsel Danışma Kurulu’nun düzenlediği bir toplantı ile güncellenmiştir. Güncellemede sağlık üzerine yararını görselleştirmek için zeytinyağı dahil tüm bitkisel besinler bir grupta toplanmış, sağlığı 

destekleyici, lezzet verici baharatlar ve otlar eklenmiş, hayvansal besinler arasında balık ve diğer deniz ürünleri öne çıkarılmış, balığın haftada en az 2 kez tüketilmesi vurgulanmıştır (Şekil 2). 

Beslenmede modern eğilim: daha fazla et (çoğunlukla kırmızı),  diğer hayvansal besinler, daha az sebze, meyve, daha fazla işlenmiş besinler iken; Akdeniz Beslenme Modeli, yüzyılın geleneği olmaya, haz duygusu vermeye, harika bir sağlık sunmaya, dünyanın yaşayan ortak kültürel mirasının bir parçası olmaya devam ediyor.

Nitekim 2010 yılında Akdeniz Beslenme Modeli, UNESCO tarafından “somut olmayan bir insanlık mirası” olarak tanınmış, 2012 yılında ise FAO tarafından listelenmiş beslenme modelleri arasından “gezegendeki en sürdürülebilir beslenme modeli” olarak en üst sırada yerini almıştır.

Amerika’da 2011yılında Harvard Tıp Okulu, Halk Sağlığı Departmanı tarafından en yeni bilgilerin ışığında bir “Sağlıklı Beslenme Piramidi ve Tabağı” geliştirilmiştir. Piramidin tabanında, güncellenmiş Akdeniz Beslenme Modelinde olduğu gibi ağırlık kontrolünün önemi vurgulanmış, en çok tüketilmesi gereken besinler, tam tahıllar, sebzeler ve meyveler olarak belirtilmiş, azalarak tüketilmesi gereken et grubunda balık ve kuru baklagiller öne çıkarılmış, daha sonra süt grubu ve en tepede kırmızı et, beyaz ekmek, tuz ve şekerli içecekler yer almıştır. Yemeklerin içinde her gün kullanılmak üzere sağlıklı sıvı yağlar önerilmiştir (Şekil 3).